Killer Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaDuyuruLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 One a king*

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Oğuz Corleone
Gitarist
 Gitarist
Oğuz Corleone


Mesaj Sayısı : 35
Money : 39
Kayıt tarihi : 01/08/09
Yaş : 31
Nerden : Ben her yerdeyim

Ro Puanı
Ro Puanı:
One a king* Left_bar_bleue92/100One a king* Empty_bar_bleue  (92/100)

One a king* Empty
MesajKonu: One a king*   One a king* EmptyPtsi Ağus. 10, 2009 4:35 pm

Yer:Depo'nun ortasındaki alan
Zaman:Gece Yarısı
Oyucular:*Oğuz Corleone
*Jeff Vinta Thunder
*James Peter:NPC Karakter
*King Lee:NPC Karakter
*Mrs. Samurai:NPC Karakter
Kral ama ölü bir kral..
Yolculuk yorucu geçmişti benim için. Japonyaya inen uçaktan indiğimden içimden pilota küfür ediyordum. Çünkü zamanında inmemiştik buraya. Uçaktan indiğimde içime çektiğim havanın Türkiye'ninkinden çok farklı olduğunu anlamıştım. Vücuduma çarpan soğuk hava bugün japonyada serin bir gün olduğunu anlatıyordu. Havaalanın içinde ilerlemeye başladım. Buraya iş için gelmiştim. Fazlaca tehliklei bir iş için.. Ama tehlike benim için ufak bir sorundu sadece. Çünkü ben daima tehlikenin içinde olurdum. Soyadımdan dolayı beni öldürmek bile isteyenler gördüm. Yavaş bir şekilde yürüyordum. Üstümde siyah bir takım elbise vardı. Sanki iş toplantısına gelmiştim. Beni görenler beni bir iş adamı zannedebilirdi. Ama kim bilerdi ki buraya beyaz işi için geldiğimi.. Yavaşça ilerlerken bana doğru yaklaşan iki siyah takım elbiseli ve beyaz kravatlarıyla damatmış hissi veren çekik gözlerini saklamak istercesine siyah gözlükler takmış iki japon yaklaşmaya başladı. Birisi İngiliz aksanı ile konuşmaya başladı bile..
-Mr.Corleone?
-Yes..
-Follow me..
İngilizcesi iyidi. Ama türkçeyi her şeye tercih ederdim. Burada yanlız olmayacaktım. Yanımda eski bir dostumu gelmesini istemiştim. Ya da ailemin asla izin vermeyeceği bir dostumun.. Jeff Vinta Thunder. Ona The Undertaker diyorlardı. Bu lakabı gerçekten çok iyi hakkediyordu. Elimde tuttuğum ağzına kadar para dolu çantam ile birlikte önümden giden adamları takip etmeye başladım. Dışarıya çıktığımızda üstüme gelen rüzgarın sertliğini yüzümde hissettim. Saçlarım havalanmıştı. Aynı şeyi önümdekiler için söylemezdim. Çünkü saç kesimleri çok garipti. Tabi kafalarındaki şeye saç denirse.. İsteksizce onları takip ediyordum. Anlamadığım dil olan japonca konuşuyorlardı. Ve fısıltı halinde. Fısıltıları rüzgarda yayılıyordu adeta.Bu kadar yakın olsam bile onların sadece konuştuklarını anlıyordum. Dudaklarını oynatıyorlardı. Birden durdular. Etrafa bakınmaya başladılar. Ne olacağını merak ediyordum. Birden önümüze gelen sarı bir taksiyi fark ettim. Bu sıradan bir taksi değildi. Ayarlanmış olan bir taksiydi. Etraftaki polisleri görünce bunun akıllıca bir hareket olduğunu anladım. Taksi durduğunda kapıyı hiç konuşmayan japon açtı. Ön tarafta oturacaktım. Bunun için ona ters bir şeilkde baktım ve ön tarafa oturdum. Şaşırmış gibi bir hali yoktu. Bu yüzden benim oturacağım yere kendisi oturdu ve kapıyı kapattı. Araba bir anda çalıştı ve harekete geçtik. Sessizlik taksiye yayılmış gibiydi. Sıkılmıştım. Kasvet içinde boğulmaya başlamıştım adeta. Taksici bana garip bir şekilde bakıyordu. Bir sigaranın bu durumu değiştireceğini biliyordum. Elimi ceketimin cebine götürmeye çalıştığım sırada taksici ilk defa konuşmuştu. Garip ses tonu kulaklarıma ulaşmıştı.
-Şey..siz nasıl diyorsunuz burdan yak kardeş..
Şaşkın bir şekilde taksicinin bana uzattığı sigarayı aldım. Kendi çakmağı ile yaktığında sigaranın o muhteşem yakıcı hissini veren gri,beyaz tonların hakim olduğu dumanı içime çektim ve birazını havaya üfledim. Ardından taksiye baktım. Türkçeyi biliyordu. Bu ilginçti. Ama benim için iyi bir şeydi.
-Sen Türkçe konuşmasını biliyor musun?
-Şey.. evet. Ama az. sadece.. nasıl diyorsunuz kelimeleri anlıyorum iyi bir şekilde.
-Peki nerden öğrendin?
-Şey buraya çok fazla Türk gelmeye başladı,yani dolasıyla öğreniyoruz biraz..
-Bu güzel. Yani çabuk kavrama gibi bir yeteneğin var. Senin bir öğretmen olman lazımdı.
-İşte hayat bea kardeş..
İşte bu söz sonrasında ikimizde gülmeye başladık. Gerçekten Türkçe konuşmasını iyi biliyordu. Ben sigaramı içmeye devam ediyordum. O zehir dolu dumanı ciğerlerime yolluyordum. Camdan ise Adanın gelişmekte olan caddelerine bakıyordum..
****
Depoya çoktan gelmiştik. Taksici bol bahşişli bir para almıştı. Yanımdaki siyah takım elbiseli adamlarla birlikte içeriye girdim.Karanlığın içine yayılan cılız güneşin ışıkları altında beliren siluetler herkesin çoktan geldiğini gösteriyordu. Tanıdık bir ses kulaklarıma ulaşmıştı.
-Neden geç kaldın evlat?
Bu sesi her zaman tanırdım. Bu King Lee'diydi. Japonya'nın yeraltı dünyasının kralı.. Bu yüzden ona King diyorlardı. Gözlerim yanındaki ince zarif ve elindeki kılıçla oynayan Mrs. Samurai'a takıldı. Yaşlı bunağın genç sevgilisiydi buda.. Fazla güzel ama tahlikeli.. Diğer yanında Desert Eagle'lı ile oynayan James Peter.. Bu onun sahte adı. Asıl adını bu camiada kimse bilmiyordu. Gözlerim başkalarını arasada görememiştim. Jeff ortalıkta yoktu. Halbuki erken gelmesi gerekiyordu.
-Geri zekalı pilot geç indi havaalanına.
-Hmm.. Pekala. İş yapalım biraz.
-Pekala ama adamım yok Jeff..
-İşimizi biraz güzelleştirmekle meşgul.
-Nasıl yani? Yoo hayıır!
Jeff karanlığın arasından çıktığında ağzı yüzü kan içindeydi. Bu nasıl olurdu. Bu iş gidişatında yoktu. Öfke duygusu içimde yayılmaya başlamıştı. Ceketimin içinde duran glock marka silahımı çıkartmamak için kendimi zorluyordum. Hızla King Lee'ye döndüm. Yüzündeki gülümseme kahkahaya döndü.
-Şimdi sana yeni teklifimi sunuyorum evlat. Jeff'e karşılık çantadaki para..
-Hmm bende sana yeni bir teklif sunuyum o zaman. Hayatına karşılık Jeff.. Ne dersin?
-Ne yapabilirsin ki?
-Aslında neler yapmışım olacaktı sorun.. Jeff'in üstünde bir izleme cihazı var. Jeff ne zaman nefes almayı bırakırsa işte o zaman burası ajanlarla dolar dostum. Amerikan teknolojisi.. Sizinkinden daha iyi öyle değil mi? NASA tasarımı gururla sunar..
-Nasıl yani? Şimdi bu adamı öldürürsek peşimizdeki polislerin hepsi bir anda buraya mı gelecek. Hadi ama o zaman kadar gitmiş oluruz.
-Asla hareket edemezsiniz. Çantadaki paraların altında bomba var.. Kaçmaya çalışırsan patlatabilirim. İster misin?
-Blöf yapıyorsun..
-Şimdi anlarız ha!
Ceketimden çıkardığım silahı hemen ateşledim. Bir anda James'in alnın ortasında bir delik açıldı. Sıcak sıvı kan ise yanağından akmaya başladı. Ölmüştü. King Lee ise sadece öyle bakıyordu. Mrs. Samurai bile şaşırmıştı. Arkamdaki adamlar hiç bir şey yapamazlardı. Çünkü silahlarını almıştım. Onları takip ettim süre zarfında gizlice silahlarını yürütmüştüm.
-Ben kralım bücür. Bana dokunamazsın.
-Hmm kral ama ölü bir kral!
Bir defa ateşledim silahımı. Soğuk metalden çıkan ufak şey King Lee'ye doğru ilerlerken Mrs.Samurai karanlığın içine girmişti. King Lee başını yere yattı ve kurtuldu. Elindeki beyaz dolu çanta ise yere düşmüştü. Korku içinde başına elini götürmüştü.
-Mrs.Samurai.. Ne!? Seni s****k. Onun için mi çalışıyorsun?
Mrs.Samurai arkamdan yaklaşmış ve dudaklarını benimle buluşturmuştu. Muhteşem güzelliği ile bedenini bana bırakmıştı. Ateşli öpücüğünü hissettiğimde içimdeki şehvet duygusunu açığa çıkardım. King Lee'ye baktım. korkça orada duruyordu. Şaşkın ve öfkeliydi.
-Yamuk yaptın kral. Şimdi akşam yemeği için sana bilet vereceğim. Adres ise cehennem.. İşte biletin..!
Silahımı bir kez daha ateşledim. Mermi direk olarak King Lee'nin göğüs kafasine isabet etmişti. Acı içinde ölmüştü. Jeff ise karanlığın içindeki tozlar içinde kıpırdamaya başlamıştı. Onun yanına gitmeye çalışırken dudaklarımda bir kez daha sıcaklık hissetmiştim.
-Aşkım.. Bırak onu.. Bak özledim seni..
-Kusura bakma canım. Sende başkası için çalıştığını biliyorum. Senin biletinide çoktan kestim!
Ona ateş ettiğimde mermi soğuk metalden çıkar çıkmaz onun narin vücuduna girmişti. Akciğer bölgesine ateş etmiştim. Üstüme kanı sıçramıştı hızla Jeff'in yanına gittiğim kendine geliyor gibiydi.
-Jeff! Jeff uyan dostum..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
One a king*
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Killer Rpg :: - Bazı Mekanlar - :: Japonya :: Shikoku Adası :: Kochi Kaçak Mallar Deposu-
Buraya geçin: